Sevgili torunumun torunu; Öncelikle sana bu mektubu 2009 yılında yazdığımı belirtmek isterim, yani hala etrafta biraz yeşillik ve kirlenmemiş göllerin olduğu yıl...   Biliyorum içinden sana böyle bir dünya bırakan bizlere küfür ediyorsun, aslında bu konuda haklısın, biz, yani senden yaklaşık 100 yıl önce yaşıyanlar , bu dünyada yaşadığımız yıllarda , bizden sonra da bu dünyayı birilerinin kulla nacağını bildiğimiz halde buna pek dikkat etmedik. Yani deodorantlar kullandık, doğaya ve çevreye zararlı ve bi okadar da pahalı çeşitli yakıt ve enerji kaynakları tükettik... Sanırım sizlerinde içinde yüzeceği temiz bir deniz ya da okyanus bırakma fikri çoğumuza pek de önemli bir mevzu gibi gelmedi. İçimizden bazıları " Aman be zaten şunun şurasında yaşayacağım 80 yıl, ondan sonrası beni ilgilendirmez " gibi Bencilce düşüncelere kapılıp, doğayı kirletme konusunda hunharca davrandı.    Bilmiyorum şu anda orada durumlar nasıl, yani arkadaşlarınıda alıp gidebileceğin temiz bir göl kıyısı  ya da kız arkadaşının ve kendi isminin baş harfini kazıyabileceğin  birkaç ağaç varmı ? ve merak ettiğim bir unsur daha var o yıllara ait, azıcık kalmış ormanlarınızda hala, " Mangal yakıcam ulan ben ! " deyip de, mangalla birlikte ormanı yakan , Akıl fukaralar ı hala mevcutmu ? ya da hala çöperi denize atan bir zihniyet ?   Bunların cevabını alamayacağımı biliyorum aslında, benimki sadece biraz ödev kaygısı...     Eğer hala oralarda biryerde yeşil kalmış ve temiz kalmış yerler varsa, oraların keyfini çıkarmaya bak, umuyorum ki bizim yaptığımız sorumsuzluklardan siz ders çıkarırsınız da ölmekte olan dünyayı biraz olsun canlandırırsınız... Emre Can Çalışkan....